İngilizce Öğrenmek İçin Yurtdışına Gitmek Şart mı?

Çok yaygın kullanılan yanlış bir cümle var; “Bir yabancı dili öÄŸrenmek için mutlaka o dilin konuÅŸulduÄŸu ülkeye gitmeniz gerekir.”
Ben de savunuyorum aslında bu fikri ama cümleye dikkat et. “Mutlaka” diyor adam. Fanatizm boyutunda bir görüÅŸ yani. Bu kadar sert bir ifadeyle karşılaşınca da benim tepem atıyor. Beynim hemen anti tezler üretmeye baÅŸlıyor.
Malı davarı satıp İngiltere'ye gitmek!
Dil öÄŸrenmek için yurtdışına gitmek faydalıdır tabi. Ama arsayı hayvanı satıp İngiltere’ye gitmenin de bir âlemi yok. Yani büyük yatırım yapacak kadar deÄŸerli bir ÅŸey deÄŸil.
Türkiye’de birçok aile çocuklarını üç aylığına İngiltere’de veya Amerika’da bir dil kursuna gönderip, döndüklerinde ÅŸakır ÅŸakır İngilizce konuÅŸacaklarını zannediyorlar. Harcanan para, emek ve zaman düÅŸünüldüÄŸünde sonuçlar hiç de hayal edildiÄŸi gibi olmuyor ama.
Çünkü bu konuyla ilgili kurulan cümleler biraz illüzyon yaÅŸatıyor. Mesela, “İngilizce olayını halletmek için yurtdışına çıkmak ÅŸart be abi” cümlesi bunlardan biri… İngilizce olayını halletmek ne demek? Bir ÅŸekilde hallolur elbette ama acaba istediÄŸin gibi mi olur?
Pompacıların milliyeti sorunsalı
Amerika’da benzincide veya pizzacıda kimler çalışır biliyor musun? Elli çeÅŸit millet çalışır ama Amerikalı pek çalışmaz. Aynı ÅŸey İngiltere için de geçerli. McDonald’s veya Burger King’lerde bir tane İngiliz bulamazsın. Bu iÅŸleri genelde göçmenlere bırakmışlar. Pakistanlı, Hindistanlı, Afrikalı vs.
Ve sen Türkiye’den dil öÄŸrenmek veya çalışmak için gittiÄŸinde mutlaka bunlarla muhatap oluyorsun. Yani İngilizcesi yamuk insanlarla… Bu durumda İngilizce nasıl halledilir sen düÅŸün. Yani herhangi bir yabancı dilin konuÅŸulduÄŸu ülkeye gitmek, o dili mükemmel bir ÅŸekilde öÄŸrenmeni saÄŸlamaz.
Aksine belki Türkiye’de daha düzgün bir ÅŸekilde öÄŸrenebilme ÅŸansın vardır.
Tabi milliyetçi söylemler deÄŸil söylediÄŸim. Sermayenin nereye gideceÄŸine herkes kendisi karar verebilir. Elbette imkânı olan gitsin, kaliteli kurslara yazılsın. Çalışacak adam gibi yerlerde çalışsın. Ama ayranı yok içmeye dediÄŸimiz adamlar hayvanı, tarlayı satıp İngiltere’ye gidiyorlar ya, ona canım sıkılıyor. Gidiyor yıllarca benzin pompalıyor, Pakistanlılarla yatıp kalkıyor, döndüÄŸünde garip aksanlı bir Tarzancayla geliyor. Ve iÅŸin kötüsü çok akıcı bir ÅŸekilde İngilizce konuÅŸtuÄŸunu zannediyor.
Gündüz pompa, gece çekirdek! YemiÅŸim böyle yurtdışını!
Yurtdışında belirli bir süre kaldıktan sonra telaffuz farkındalığı azalır insanda. Yabancılar da genellikle sizinle konuÅŸurken hatalarınızı düzeltmenin kaba olacağını düÅŸündüÄŸünden her ÅŸey güllük gülistanlık devam eder. Ta ki birisi seni uyarana kadar... O zaman anlarsın konuÅŸtuÄŸunuz birçok ÅŸeyin yanlış olduÄŸunu.
İngiltere’ye giden bir kiÅŸi öncelikle gündelik hayatını kurtaracak kadar İngilizce öÄŸrenir. Yani eÄŸer pizzacıda çalışıyorsa pizza sipariÅŸlerini anlamaya çalışır, ilgili terimleri öÄŸrenir. Ondan sonrası kendi motivasyonuna, zekâsına kalmıştır.
Her akÅŸam pestil gibi eve gidip yatıyorsa ne iÅŸe yarayacak o İngiltere? Ama akÅŸamları çıkıp dolaşıyor, kütüphaneleri geziyor, sinemaya gidiyorsa o ayrı. Ama genelde parası olmayanların bu tür zengin aktivitelerini yaptığını hiç zannetmiyorum. Gündüz pompa, gece çekirdek, televizyon ve uyku…
YemiÅŸim böyle yurtdışını.
Adam telefon açıp da “Merhaba, ÅŸu anda Londra’dayım, kahve içiyorum” falan deyince insanın aklına müthiÅŸ güzel bir hayat geliyor. Hâlbuki benzincide mola vermiÅŸ ve kir pas içinde kaldırımın üzerine oturmuÅŸ kahve içiyor da olabilir. Ama cümle içinde “Londra” geçiyor ya, gerisi yalan. Hep iyi ÅŸeyler geliyor insanın aklına.
EzilmiÅŸlik ve asimilasyon sonucu çoÄŸu zihin böyle algılıyor maalesef. Aslında yaÅŸanan sefalet diz boyu. Bir de yanında dili yanlış kullana kullana kemikleÅŸmiÅŸ hatalara sahip oluyorsun.
EÄŸer kaliteli bir dil okuluna gidip iyi bir eÄŸitim görecek kadar paran yoksa evde oturup yurtdışı ortamını kendin oluÅŸturabilirsin. İnternet, televizyon, radyo ve yabancı yayınlarla kendini yurtdışındaymış gibi motive edebilirsin.
Yorumlar